Araştırmacı-Yazar, Siyasetçi Ömer ÜZEN, Zaman isimli haber konusuyla, konuya dair değerli, önemli görüşlerini bu haber mecrası üzerinden değerlendirmelerini sunmaktadır ve değerli okurlarımıza da bu şekilde aktarmakta şansına sahip oluyoruz.
★ ★
- Zaman aslında nedir?
- Bir yanılsamadan mı ibarettir?
- Mutlak, sabit ve düz bir görülmeyen noktada mı yer alıyor ?
- Gözle net şekilde göremiyorsak,bir illüzyon durumu mudur?
- Ölçülüyormuş, genelde öyle denmekte. Saatler, takvimler, gece-gündüz olayı, yaşımız vs.
★ ★
- Acaba klasik ve modern fiziğin önemli aktörleri bu duruma ne demişlerdir?:
Einstein’a göre “karşısında hareket eden bir cismi gözlemleyen kişiye göre, hareket eden bir cismin hareketi esnasında zaman daha yavaş akmaktadır. Yani bir cisim hareket ediyorsa o cisim için zaman daha yavaş akar. Ama kendisi için zamanın yavaşladığını hareket eden cisim anlayamaz, onu gözlemleyen kişi anlar. ”
- Çok karışık dimi ne demek istedi acaba?
En iyisi X =V×T denkleminden gidelim. X alınan yol olsun. T geçen süre, V de hız olsun. İki araba düşünelim. Birinin hızı saatte 70 km hız olduğunu diğerinin de 40 km hızla gitmelerini ele alalım. 70 ile giden araba kullanıcısı için zaman daha az sarf edilmiştir. Bu yüzden diğerine göre zaman daha yavaş akmış oldu.
Isaac Newton “evrende zamanın herkes ve her yer için sabit olduğunu” söylemiştir.
Einstein her zaman yaramaz bir figürdü, bu görüşe sataşmadan duramadı. Dâhilerin dâhisi, “Bir adam güzel bir kızla oturup bir saat geçirdiğinde, bu süre kendisine bir dakika gibi gelir.” demiştir. Ve haklı da çıktı. Çünkü demek istediği bulduğu görelilik yasasına dayanarak, Newton’un yasasını çökertmiştir. Yani olguların, olayların ve kavramların algılara göre değişebildiğini demek istemiştir.
★ ★
- Einstein felsefe alanına da sataşmadan durur mu?
Heraklitös’ün görüşünü sunduğu “değişmeyen tek şey değişimdir” sözü de aslında bilimin yürürlük dışı alanını ifade eden ve tozlu raflarına kaldırılmış, olması gereken bir sözdür. Fakat halen sıklıkla bu söz kullanılmakta ve geçersiz olduğu bilgisini de çok az sayıda insan tarafından biliniyor. Evet evrenimizde tek bir şey sabittir. Değişmiyor, değişmedi. O da ışık hızı..Aksi de daha bulunup, kanıtlanmamıştır. Acaba bu konuda Einstein’ı da çökertecek biri ya da birileri çıkar mı?
★ ★
Modern fizik demişken, kuantum fiziği bir noktada tıkanmıştır. Bir kapı açılmıştır fakat bu açılan kapının ardındaki halen çözülememiştir. Umarız bir gün bu durumu çözebilen biri ya da birileri çıkar. Her şey de bir illiyet bağı vardır. Yani nedensellik boyutu, genelde hukuki alanda kullanılan bir kelime olmasına rağmen ifadesi ile bütün alanları kapsamaktadır. Yani her gerçekleşen olay, olgu ve durumlarda bir neden yatmaktadır. Gerçekleşmesi durumu ise bize sonuç kısmını vermektedir. Bu tıkanmaya neden olan sonuç kısmı belli de nedeni halen meçhul.
Kuantum fiziğinde çift yarık deneyi olarak bilinen deneyde fotonların yani ışığın ve elektronların hem dalga hem de parçacık bibi davrandıkları saptanmıştır. Asıl dehşetlere düşüren sonuca gelelim. Gözlem olmadan nizami, mantıklı ve belirli hareket sergiledikleri gözlemlenmiştir. Fakat gözlem olduğunda olasılık dahilinde hareketleri saptanmıştır.
Bu gizemli ve garip duruma karşı A.Einstein şu cümleyi kurmuştur: “Tanrı zar atmaz!” Zar atmaz sözünden kastı, az önce olasılık kelimemde yüklüdür ve tesadüflere göre olmadığını belirtmek istemiştir. Zar oyunu olasılık temelinde olan bir oyundur. “Tanrı’ya ne yapacağını söyleme, başka bir şey söyle!” diye çıkışan Niels Bohr, bu duruma daha soyut bakıyordu. Çünkü Tanrı’nın sırrının asla keşfedilemeyeceğini, evrenin tahmin edemeyeceğimiz kadar tuhaf olduğunu düşünüyordu. Ama Einstein tam aksine çıktığı anlam arayışı yolculuğu doğrultusunda Tanrı’nın düşünce biçimini anlamak üzere söylediği bir sözdür ve maalesef ömrü bu yolculuğa yetmemiştir.
★ ★ ★ ★
- Konumuız zamandı ama galiba konudan iyice saptık.
- Yok, yok doğru yoldayız.. Herhangi bir sapma yok
- Zaman aslında insan zihninde yaratılan bir şeydir. İnsanoğlu hayatı kolaylaştırmak ve anlamlaştırmak için para, kilo, metre gibi ürettiği şeyler olmuştur. Zaman da bundan ibarettir ve üretilen soyut bir kavramdır. Para metre gibi şeyler ise somut varlıklardır. Farkı da budur. Kanıtlanmamıştır, mutlak değildir ve sabit de değildir. Ölçtüğümüzü ya da ölçebildiğimizi sanıyoruz. Ölçtüğümüz şey dünyanın diğer gezegenlere göre olan konumu, biçimi ve hareketidir. Yaşımız ise mesela yaşlılık olayı, biyolojik hücre ölümü olayıdır. Yani yaşlanma diye zamansal olduğunu bildiğimiz şeyin asıl adı ve durumu hücre ölümüdür.
- Olasılıktan az önce bahsetmiştik. Bu durumun diğer adı da belirsizliktir. Çünkü olası olan her şey aslında net değil, belirsizdir. Zaman da belirsiz bir noktada yer almaktadır.